1950 Yıllarında İhracat

1950’de Türkiye’de yeni bir dönem başlamıştır. Yıllar süren CHP iktidarlığının bitmiş Demokrat Parti seçimleri kazanmıştır. Artık ticari,siyasal ve sosyal anlamda değişimler başlamışır. Bizi ilgilendiren Ticari değişmelerden söz edersek, 1950 yılında ihracat 263.4 milyon dolar seviyesine kadar yükseldi.  Ancak aynı dönemde ekonominin döviz kazanma gücüne özellikle ihracata yeterli güç verilemediğinden dış ödemeler açığı önemli boyutlara ulaştı. Bu dönem zarfında ve sonrasında Türkiye’nin ekonomi politikalarının başta gelen sorunları dış ticaret açığı başta olmak üzere dış ödemeler açığı, ihracat, ithalat ve sanayileşme oldu. 1957 yılında 345 milyon dolar seviyesine dek yükselen ihracat, tarımsal gelişmenin durması, yükselen iç fiyatlara rağmen sabit kur politikasının sürdürülmesi ve destek politikalarının ihracatı caydırıcı şekilde uygulanması sonucunda 1958 yılında 247 milyon dolar seviyelerine geriledi. Bu dönemde yüzde 70’e yakın bölümünü tarımsal ürünlerin oluşturduğu ihracat, üretim ve pazarlama da dışa dönük yapılamadığı için büyük ölçüde ‘geleneksel ihraç malları’ dışına çıkamadı. İhraç ürünleri tütün, fındık, kuru meyveler, pamuk, buğday gibi hammadde niteliği taşıyan tarımsal ürünlerden oluştu.  1960 yılından sonra, ekonomi ve dış ticaret politikalarında köklü değişiklikler gerçekleştirildi. 1963 yılında ‘Planlı Kalkınma Dönemi’ne geçilmesi ile birlikte dış ticaret stratejisi olarak ‘ithal ikameci’ politikalar uygulanmaya başlandı. 1960 yılında 320.7 milyon dolar olan ihracat 1970 yılına gelindiğinde 588 milyon dolara ulaştı. 1970’li yıllarda yaşanan iki büyük petrol krizi ve Kıbrıs Barış Harekatı gibi gelişmelerin etkisiyle ortaya çıkan sorunları kaldırmak için ve ekonominin işlemesini kazanmaya yardımcı olabilmek için 1980 yılı Ocak ayından itibaren, 24 Ocak Kararları olarak bilinen geniş kapsamlı bir ekonomik paket uygulanmaya başlandı. Uygulanmaya başlanan ihracata dayalı büyüme stratejisi çerçevesinde emek-yoğun, yerli hammaddelere dayanan ve dünya pazarlarında rekabet gücünün yüksek olduğu sektörlerin desteklenmesi hedeflendi. Bu stratejinin benimsenmesi ile birlikte ihracat gelirlerimizde önemli artışlar yaşandı, ihracata konu mallar önemli ölçüde değişip, sanayi ürünlerinde gelişme göstermiş ve profesyonel bir ihracatçı sınıfı ortaya çıktı. 1980\’li yılların sonunda nakdi teşviklerin yerini, Türk ihracatçılarının dış pazarlarda rekabet gücünü artırmak ve Türkiye’nin ihracata yönelik stratejisini desteklemek amacıyla 1987 yılında kurulan Türk Eximbank yoluyla sağlanan ihracat kredi ve sigorta programları almaya başladı.

Murat IŞIK

Genel Müdür